Anayasa Mahkemesinin 14/1/2015
Tarihli ve E: 2014/127, K: 2015/5 Sayılı Kararı (5607 sayılı Kaçakçılıkla
Mücadele Kanununun 5 inci maddesi hk.) (29.04.2015 t. 29341 s. R.G.) |
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2014/127
Karar Sayısı : 2015/5
Karar Tarihi: 14.1.2015
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURANLAR:
1- Erzincan 1. Asliye Ceza Mahkemesi (E.2014/127)
2- Ulukışla Asliye Ceza Mahkemesi (E.2014/137)
İTİRAZLARIN KONUSU : 21.3.2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla
Mücadele Kanunu'nun 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasının Anayasa'nın
2., 5., 10., 11. ve 12. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar
verilmesi istemidir.
I- OLAY
Sanıklar hakkında 5607 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (18) numaralı
fıkrasına aykırılıktan açılan kamu davalarında itiraz konusu kuralın Anayasa'ya
aykırı olduğu kanısına varan Mahkemeler, iptali için başvurmuşlardır.
II- İTİRAZLARIN GEREKÇELERİ
A- E.2014/127 Sayılı Başvuru Kararının Gerekçe Bölümü Şöyledir:
"Anılan iddianamede sanığın üzerine atılı eyleme ııyan ve
cezalandırılması talep edilen 5607 sayılı Yasanın 3. maddesinin 18. fıkrasında
atılı suç üç yıldan altı yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para
cezasını gerektirecek şekilde yaptırıma bağlanmıştır.
5607 sayılı Yasanın etkin pişmanlığı düzenleyen 5, maddesinin 2. fıkrası
"Yedinci fıkrası hariç, 3 üncü maddede tanımlanan suçlardan birini işlemiş
olan kişi, etkin pişmanlık göstererek, soruşturma evresi sona erinceye kadar
suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet
Hâzinesine ödediği takdirde, hakkında, bu Kanunda tanımlanan kaçakçılık
suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilir Bu fıkra hükmü,
mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
halinde uygulanmaz. " hükmünü içermektedir.
Yasanın yukarıda belirtilen düzenlemesine bakıldığında kaçakçılık
fiillerinde etkin pişmanlığın uygulanması için etkin pişmanlığın soruşturma
aşamasında gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Ayrıca etkin pişmanlığın
gerçekleşmesi için soruşturma aşamasında ödenmesi gereken değer, kaçak eşyanın
gümrüklenmiş değerinin iki katıdır.
Yasa koyucu soruşturma aşamasında etkin pişmanlığı kabul etmesine karşın,
kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık müessesesini kabul etmemiştir. Ayrıca
etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için kaçakçılık suçlarında suçtan
doğan zarar olan "gümrük vergilerinin ödemesini yeterli görmemiş, suçtan
doğan zararın iki katından fazla (CİF değeri ve gümrük vergilerinden oluşan gümrüklenmiş
değerin iki katı) bir ödeme yapılması koşulunu aramıştır.
Etkin pişmanlık, suç işleyen kişinin bu fiilden pişmanlık duyması, topluma
kazandırılması ve böylece yeni bir suç işlemesinin önlenmesini sağlaması
fonksiyonu ile cezanın bireyselleştirilerek sanığın kişiliğine uydurulmasını
sağlayan önemli bir maddi ceza hukuku müessesesi olmasının yanı sıra, mağdurun
suçtan doğan zararının giderilmesi sayesinde de onarıcı adalet ilkesinin
gerçekleştirilmesinin de önemli bir aracı olmakta, böylece hukukun
"toplumsal barışın sağlanması " amacına da hizmet etmektedir.
Yukarıda belirtilen amaçlara ulaşılabilmesi için Türk Ceza Kamınu'nda
özellikle mala karşı işlenen suçlarla ilgili olarak etkin pişmanlık müessesesi
kabul edilmiş, Türk Ceza Kanunu 'nun 168. maddesinde soruşturma ve kovuşturma
aşamalarını kapsayacak şekilde ve sanığın bizzat pişmanlık göstererek suçtan
doğan zararın tamamen veya kısmen giderilmesi halinde sanığın cezasının belli
oranlarda azaltılacağı düzenlenmiştir.
Dava konusu olayda ise, sanığın gerek soruşturma gerekse kovuşturma
aşamasında suçtan doğan zararı giderme iradesi mevcut olduğu halde, 5607 sayılı
Yasanın 5. maddesinin 2. fıkrası uyarınca etkin pişmanlıktan faydalanabilmesi
için gümrüklenmiş değerin iki katı kadar parayı ödemekle yükümlü kılınması ve
maddi durumu itibariyle bu miktarda parayı ödeme imkanının bulunmaması
nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma imkanının kalmadığı
görülmektedir. Oysa onarıcı adaletin gerçekleştirilmesinin bir aracı olan etkin
pişmanlıkta amaç mağdurun uğradığı zarardan fazlasının değil, suçtan doğan
zararının giderilmesidir.
1- Sanığın ödemekle yükümlü olduğu miktarın Anayasa'ya aykırılığı konusu
1982 Anayasası'nın 2. maddesi uyarınca "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun
huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı,
Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,
demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. "
Kişilere karşı işlenen suçlarda etkin pişmanlıktan faydalanılabilmesi için
suçtan doğan zararın kısmen veya tamamen giderilmesi yeterli görülür iken,
devlete karşı işlenen kaçakçılık suçunda etkin pişmanlıktan faydalanılabilmesi
için sanığa suçtan doğan sararın iki katından fazla bir miktarı ödeme
yükümlülüğü getirilmesi adalet anlayışı içerisinde olan bir hukuk devletinin
gerekleri ile bağdaşmamaktadır.
1982 Anayasası'mn 5. maddesi uyarınca devlet, kişinin temel hak ve
hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette
sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak yükümlülüğü
altındadır. Kaçakçılık suçlarında etkin pişmanlığa ilişkin düzenleme de adalet
ilkeleri ile bağdaşmamaktadır.
Yasal düzenleme Anayasa'nın 11. maddesi hilafına Anayasa 'mn 2. ve 5.
maddelerine aykırı şekilde düzenlenmiştir.
Ayrıca etkin pişmanlığa ilişkin 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesi Anayasa
'mn 12. maddesine de aykırıdır. Zira sanığın eylemi 5607 sayılı Yasanın
5.maddesinin 18. fıkrasında atılı suç "üç" yıldan altı yıla kadar
hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezasını gerektirmektedir. Dolayısıyla
sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi halinde verilebilecek cezanın 2
yılın üzerinde olması nedeniyle cezanın ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının
geri bırakılması kararı verilmesi imkânı bulunmamaktadır ve bu durumda sanık
belli bir süre cezasını infaz kurumanda infaz edecek ve kişi hürriyetinden
yoksun bırakılması durumu ile karşı karşıya kalacaktır. Oysa ki etkin pişmanlık
müessesesi Anayasa'nın 2. ve 5. maddesindeki hukuk devleti ve adalet ilkelerine
uygun bir şekilde mağdurun suçtan doğan zararı ile sınırlı şekilde düzenlenmiş
olsaydı, etkin pişmanlık iradesi gösteren sanık etkin pişmanlıktan
faydalanabilecek ve bu ihtimalde, hakkında cezaya hükmedilmesi halinde ceza
ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması söz konusu olabilecek
ve neticede hürriyetin sınırlanmaması imkânı doğabilecekti. Dolayısıyla Anayasa
'ya aykırı bir kanun hükmüne göre yapılacak ceza yargılaması neticesinde
sanığın kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve
hürriyetlerinden olan kişi hürriyetini de ihlal edilebilecektir.
2- Etkin pişmanlığın soruşturma evresi ile sınırlı tutulmasının Anayasaya
aykırılığı konusu
Kaçakçılık ile Mücadele Kanunu'nun etkin pişmanlığı düzenleyen 5.
maddesinin 2. fıkrasında Anayasa'ya aykırı olan bir diğer husus, etkin
pişmanlığın soruşturma aşaması ile sınırlı bir şekilde düzenlenmiş olmasıdır.
Anayasa Mahkemesi Başkanlığının 30.6.2011 tarih, 2010/38 esas ve 2011/112 karar
sayılı kararında değinildiği üzere yasa koyucu takip edilen suç ve ceza
siyasetine bağlı olarak bir hakkın daha etkin korunması amacıyla alınacak
önlemler bağlamında etkin pişmanlığın kapsamını belirleyebilir. Dolayısıyla bu
takdir hakkı "bir hakkın daha etkin korunması amacını" gerçekleştirmeye
elverişli şekilde kullanılmalıdır. Kaçakçılık suçları ile korunan devletin
ithalat işlemlerinden aldığı vergi gelirleridir. Etkin pişmanlığın soruşturma
aşaması ile sınırlaması halinde suçtan doğan zararı kovuşturma aşamasında
gidermek sanık için herhangi bir anlam ifade etmeyecektir. Zira yukarıda
belirtildiği şekilde verilecek cezanın 2 yıldan daha fazla olması nedeniyle
sanığın cezasının ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması
imkanı da bulunmamaktadır. Kovuşturma aşamasında gümrük vergilerinin ödenmesini
anlamsızlaştıran yasal düzenleme etkin pişmanlıktan yararlanamayan sanık için
olduğu kadar, suçtan doğan zararı tazmin edilmeyen maliye hâzinesinin de
aleyhine sonuç doğurmakta, zira suçtan doğan zararın giderilmesi yasa eliyle
engellenerek onarıcı adalet ilkesinin sağlanamaması sonucu doğmaktadır. Zira
yargılamadan sonra gümrük vergilerinin tahsili imkanı kalmamaktadır. Gümrük
Kanunu'nun 208/1-d maddesi uyarınca kaçak eşya hakkında müsadere kararı
verilmesi halinde gümrük yükümlülüğü (sanığın ödemekle yükümlü olduğu gümrük
vergileri) de ortadan kalkmaktadır.
Sonuç olarak etkin pişmanlığın soruşturma aşaması ile sınırlı olarak
düzenlenmesi şeklindeki düzenleme kaçakçılıkla mücadele ile korunan değer olan
maliye hâzinesinin de sanık haklarının da etkin bir şekilde korunmasına hizmet
etmemektedir ve yukarıda belirtilen gerekçeler ile 1982 Anayasası'nın 2.
maddesinde düzenlenen, hukuk devleti, 5. maddesinde düzenlenen adalet
ilkelerine aykırı siyasal engellerin kaldırılması, 11. maddesinde düzenlenen Anayasa
'nın üstünlüğü ve 12. maddesinde düzenlenen kişi hürriyetlerine ayrılık teşkil
etmektedir. "
B- E.2014/137 Sayılı Başvuru Kararının Gerekçe Bölümü Şöyledir:
"Sanıklar hakkında 5607 sayılı Yasa'nın 3/18. maddesi gereğince
yapılan yargılama sırasında, sanık müdafii Av 11/02/2014 havale tarihli
dilekçesi ile, 5237 sayılı TCK'nun etkin pişmanlık hükümlerini düzenleyen 168,
192, 201 ve 221. maddelerinde sanıklara kovuşturma evresinin sonuna kadar etkin
pişmanlıktan yararlanma hakkı tanındığı halde 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele
Kanunu 'nda, lafzi yorumu ile eski metinlerde yer alan tahkikat kelimesi dar
yorumlanarak bu hakkın sadece soruşturma evresi ile sınırlı tutulmasının
Anayasa 'nın 10. maddesinde düzenlenen kanun önünde eşitlik prensibine aykırı olduğunu
ileri sürerek Anayasa'ya aykırılık iddiasında bulunmuş, bu iddiasını 02/04/2014
tarihli celse de yinelemiştir.
Katılan
Duruşmada hazır bulunan iddia makamı, sanık müdafiin talebi doğrultusunda somut
norm denetimine başvurulması yönünde olumlu mütalaa vermiştir.
Her ne kadar sanıklar savunmalarında üzerlerine atılı suçlamayı kabul
etmemiş ise de; 12/02/2014 tarihli 2. celsede suçu kabul anlamına gelmemekle
birlikte kamu zararım karşılamak istediklerim beyan etmişlerdir. İtiraza konu
5607 sayılı Yasa 'mn 5/2. maddesinde etkin pişmanlık halinde indirim yapılması
hali sadece soruşturma evresi sona erinceye kadar tanınmış bir imkan olduğundan
kovuşturma aşamasında sanıkların etkin pişmanlık göstererek suç konusu eşyanın
gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazînesine ödemeleri
halinde bu maddeden faydalanmaları yasal olarak mümkün olamamaktadır.
İtirazımız yerinde görülerek söz konusu maddenin "soruşturma evresi sona
erinceye kadar" kısmının iptaline karar verilmesi halinde, sanıkların
eylemleri sabit görülür ve cezalandırılmalarına karar verilirse haklarında bu
madde gereğince etkin pişmanlık indirimi yapılması söz konusu olacağından
itiraza konu madde somut olayda uygulanması ihtimali olan bir maddedir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda birtakım suçlar yönünden düzenlenen etkin
pişmanlığa ilişkin maddeleri şu şekildedir.
Etkin pişmanlık
Madde 168- "(T) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma,
dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (...) (1) suçları tamamlandıktan
sonra ve fakat hu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin,
azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı
zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde,
verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilirdi. (1)
(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm
verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı
indirilir.
(3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek
cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde
üçte birine kadarı indirilir.
( 4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin
uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.
(5) (Ek: 2/7/2012 - 6352/84 md) Karşılıksız yararlanma suçunda, fail,
azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel
hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen
tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar
tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar
indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.
"
Etkin pişmanlık
Madde 248- "(1) Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen malın
aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde,
verilecek cezanın üçte ikisi indirilir.
(2) Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen malın
aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde,
verilecek cezanın yarısı indirilir. Etkin pişmanlığın hükümden önce
gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir.
Aynı Kanun 'un 269. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlığa ilişkin madde şu
şekildedir. "
Etkin pişmanlık
Madde 269- "(1) İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya idari
soruşturma başlamadan önce, iftirasından dönmesi halinde, hakkında iftira
suçundan dolayı verilecek cezanın beşte dördü indirilir.
(2) Mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce iftiradan dönme halinde,
iftira suçundan dolayı verilecek cezanın dörtte üçü indirilir.
(3) Etkin pişmanlığın;
a) Mağdur hakkında hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın
üçte ikisi,
b) Mağdurun mahkumiyetinden sonra gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın
yarısı,
c) Hükmolunan cezanın infazına başlanması halinde, verilecek cezanın üçte
biri,
İndirilebilir.
(4) İftiranın konusunu oluşturan münhasıran idari yaptırım uygulanmasını
gerektiren fiil dolayısıyla;
a) İdari yaptırıma karar verilmeden önce etkin pişmanlıkta bulunulması
halinde, verilecek cezanın yarısı,
b) İdari yaptırım uygulandıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunması halinde,
verilecek cezanın üçte biri, indirilebilir.
(5) (Değişik: 29/6/2005-53 77131 md.) Basın ve yayın yoluyla yapılan
iftiradan dolayı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlamlabilmesi için, bunun
aynı yöntemle yayınlaması gerekir.
Görüldüğü gibi Türk Ceza Kanunu 'nda yukarıda yer verilen, hırsızlık,
yağma, dolandırıcılık, zimmet gibi yüz kızartıcı suçlarda dahi sanığın etkin
pişmanlıktan kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar yararlanması imkanı
sağlanmış, sanığın etkin pişmanlık gösterdiği aşamaya göre uygulanacak indirim
miktarının oranı değişik şekillerde düzenlenmişken, kaçakçılık suçlarında
sadece soruşturma evresi sona erinceye kadar bu imkanın tanınması Anayasa 'mn
10. maddesinde düzenlenen "Kanun Önünde Eşitlik" ilkesine aykırılık teşkil
etmektedir. Sanık müdafiin bu yöndeki iddiası Mahkememizce de ciddi
bulunmuştur.
Mahkememizce T.C. Anayasa Mahkemesi Başkanlığına yazılan müzekkeremize
verilen 14/03/2014 tarihli cevapta; Mahkememizce itiraz yoluna başvurulması
düşünülen Kanun maddesi ile ilgili daha önce iptal istemiyle açılmış ya da
karara bağlanmış bir dava bulunmadığı da bildirildiğinden, somut norm
denetimine başvuru koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır. "
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
Kanun'un itiraz konusu kuralı da içeren "Etkinpişmanlık" başlıklı 5. maddesi şöyledir:
"MADDE 5- (1) 3 üncü maddede tanımlanan suçlardan (...f birine
iştirak etmiş olan kişi; resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce, fiili,
diğer failleri ve kaçak eşyanın saklandığı yerleri merciine haber verirse,
verilen bilginin, faillerin yakalanmasını veya kaçak eşyanın ele geçirilmesini
sağlaması halinde cezalandırılmaz. Haber alındıktan sonra fiilin bütünüyle
ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden kişiye verilecek ceza üçte iki oranında
indirilir.
(2) Yedinci fıkrası hariç, 3 üncü maddede tanımlanan suçlardan birini
işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek, soruşturma evresi sona erinceye
kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet
Hâzinesine ödediği takdirde, hakkında, bu Kanunda tanımlanan kaçakçılık
suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu fıkra hükmü,
mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
halinde uygulanmaz. "
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararlarında, Anayasanın 2., 5., 10., 11. ve 12. maddelerine
dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
A- E.2014/127 Sayılı Başvuru Yönünden
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Haşim KILIÇ, Serruh KALELİ,
Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAŞ,
Anayasamın 152. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanunmn 40, maddesine göre, bir davaya bakmakta olan mahkeme,
o dava sebebiyle uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin
hükümlerini Anayasa'ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü
aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa o hükmün iptali için Anayasa
Mahkemesine başvurmaya yetkilidir. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin
Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve görevine
giren bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralın da o davada uygulanacak
olması gerekmektedir. Uygulanacak kanun kuralları, davanın değişik evrelerinde
ortaya çıkan sorunların çözümünde ve davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz
yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
Başvuru kararında Kanun'un 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasının tamamının
iptali istenilmektedir. Anılan fıkranın ilk cümlesinde, yedinci fıkrası hariç,
Kanun'un 3. maddesinde tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişinin, etkin
pişmanlık göstererek, soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın
gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hâzinesine ödemesi hâlinde,
bu kişi hakkında Kanun'da tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek
cezanın yarı oranında indirileceği; ikinci cümlesinde ise etkin pişmanlığa dair
hükmün, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi hâlinde uygulanmayacağı kurala bağlanmıştır.
İtiraz yoluna başvuran Mahkemedeki bakılmakta olan davada, sanığın mükerrir
olduğuna ya da suçun bir örgütün faaliyeti kapsamında işlendiğine dair açılmış
bir kamu davası söz konusu olmadığı gibi iddianamede bu hususlara ilişkin
olarak bir anlatım da bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Kanun'un 5. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının ikinci cümlesinin itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin
bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 21.3.2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla
Mücadele Kanunu'nun 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasının;
A- İkinci cümlesinin itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu
davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu cümleye ilişkin başvurunun
Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,
B- Birinci cümlesinin esasının incelenmesine,
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
B- E.2014/137 Sayılı Başvuru Yönünden
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Haşim KILIÇ, Serruh KALELİ,
Alparslan ALTAN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAŞ,
V- BİRLEŞTİRME KARARI
21.3.2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 5.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "...soruşturma
evresi sona erinceye kadar.... " ibaresinin iptaline karar
verilmesi istemiyle yapılan itiraz başvurusuna ilişkin davanın, aralarındaki
hukuki irtibat nedeniyle E.2014/127 sayılı dava ile birleştirilmesine,
E.2014/137 sayılı dosyanın esasının kapatılmasına, esas incelemenin E.2014/127
sayılı dosya üzerinden yürütülmesine, 3.9.2014 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
VI- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararları ve ekleri, Raportör Mustafa ÇAL tarafından hazırlanan
işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu yasa kuralı, dayanılan Anayasa
kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararlarında, kişilere karşı işlenen suçlarda etkin pişmanlıktan
faydalanılabilmesi için suçtan doğan zararın kısmen veya tamamen giderilmesi
yeterli görülürken, Devlete karşı işlenen kaçakçılık suçunda da aynı imkandan
faydalanılabilmesi için sanığa suçtan doğan zararın iki katından fazla bir
miktarı ödeme yükümlülüğü getirilmesinin hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı,
5237 sayılı Kanun'da hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, zimmet gibi yüz
kızartıcı suçlarda dahi sanığın etkin pişmanlıktan kovuşturma evresinde hüküm
verilinceye kadar yararlanma imkânı sağlanmış olmasına rağmen kaçakçılık
suçlarında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının soruşturma aşamasıyla
sınırlandırılmış olmasının eşitlik ilkesine uygun olmadığı belirtilerek
kuralın, Anayasa'nın 2., 5., 10., 11. ve 12. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
Kanun'un 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasının itiraz konusu ilk
cümlesinde, Kanun'un 3. maddesinde tanımlanan suçlardan birini (yedinci fıkrası
hariç) işlemiş olan kişinin, etkin pişmanlık göstererek, soruşturma evresi sona
erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı
Devlet Hâzinesine ödemesi hâlinde anılan kişi hakkında, bu Kanun'da tanımlanan
kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek cezanın yarı oranında indirileceği
hükme bağlanmıştır.
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve işlemleri
hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup
güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek
sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun
üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.
Hukuk devletinde, ceza hukukuna ilişkin düzenlemeler bakımından kanun
koyucu, Anayasa'nın temel ilkelerine ve ceza hukukunun ana kurallarına bağlı
kalmak koşuluyla, toplumda belli eylemlerin suç sayılıp sayılmaması yanında
hangi cezaların ertelenebileceği ya da ertelenemeyeceği, cezaların seçenek
yaptırımlara çevrilip çevrilemeyeceği, ön ödeme, tekerrür, şartla salıverilme
ve etkin pişmanlık gibi konularda da takdir yetkisine sahiptir. Zaman içinde
toplum gereksinimlerinin değişmesi yeni ihtiyaçlara uygun önlemlerin
alınmasını, var olanların güçlendirilmesini, geliştirilmesini ya da gereksiz
olanların kaldırılmasını zorunlu kıldığından, izlenen suç ve ceza politikasına
uygun olarak gerekli yasal önlemleri almak kanun koyucunun görevidir.
Bu bağlamda gümrük kaçakçılığı ile mücadelede, başka bir ifadeyle kamu
otoritesinin korunması ve kamu zararının önlenmesi için öngörülen gümrük
kaçakçılığı suçlarında etkin pişmanlık hükümlerinin kapsamının, süresinin ve ne
ölçüde kamu zararının giderileceğinin belirlenmesinin kanun koyucunun
takdirinde olduğu açıktır. Kanun koyucu itiraz konusu kuralda "iki katı"
ibaresine yer vererek suç nedeniyle doğabilecek zararın fazlasıyla
karşılanmasını öngörerek bir yandan gümrük kaçakçılığı suçlarının önlenmesi için
kısa sürede parasal olarak etkili bir pişmanlık gösterilmesini benimsemiş,
diğer taraftan belirlenen miktarı ödeyenler açısından hapis cezasının yarı
oranında indirileceğini hükme bağlamıştır. Böylelikle kanun koyucu kuralda
belirlenen miktarı ödeyen failler açısından cezalandırma yetkisinden kısmi
olarak feragat etmiştir. Dolayısıyla kanun koyucunun takdir yetkisine dayanarak
düzenlediği kuralın hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan bir yönü
bulunmamaktadır.
Öte yandan Anayasa'nın 10. maddesinde yer verilen eşitlik ilkesi hukuksal
durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal
eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin
yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını
ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi
ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali
yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı
tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da
topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı
hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa
Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.
Kanun koyucu, benimsediği suç politikası gereği suçu oluşturan nedenleri
ortadan kaldırmak için tedbir alırken, suçla mücadele amacıyla çeşitli ceza
hukuku kurumlarını da araç olarak kullanır. Etkin pişmanlık, cezayı kaldıran
veya azaltan bir şahsi sebep olarak suçla mücadelede yararlanılan bir ceza
hukuku kurumudur. Etkin pişmanlık, işlenen fiilin suç olma niteliğini veya
haksızlık içeriğini ortadan kaldırmadığı gibi, çeşitli suç tipleri bakımından
soruşturma veya kovuşturma evresinde ya da her iki evrede uygulanabilmektedir.
Suç ve suçlulukla mücadele amacı ve adalet sisteminin etkinliği gözetildiğinde
farklı suç tipleri bakımından etkin pişmanlığın kapsamı ve muhtevası da
değişebilmektedir. Kamu yararı gözetilerek, ilgili suçun özelliğine göre etkin pişmanlığın
hangi içerik ve kapsamda uygulanacağı hususunda, kanun koyucunun takdir yetkisi
bulunmaktadır.
Bu çerçevede itiraz konusu kural ile getirilen, soruşturma aşamasında kamu
zararının giderilmesi ve suçla mücadele amacı ile, hırsızlık, yağma, dolandırıcılık,
zimmet, iftira gibi suçlar açısından öngörülen etkin pişmanlık hükümlerinin
getiriliş amaçlarının farklılığı dikkate alındığında, bu eylemlerin faillerinin
aynı konumda bulunmadıkları ve aynı kurallara tabi tutulmalarının gerekmediği
açıktır. Dolayısıyla, kaçakçılık suçunda etkin pişmanlık gösteren kişiler ile
5237 sayılı Kanun'da etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçların failleri
hukuksal anlamda aynı konumda bulunmadıklarından, bu kişilere uygulanacak olan
kurallardaki farklılıklar eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmez.
Kaçakçılık suçlarında etkin pişmanlık hükümlerinin soruşturma aşamasıyla
sımrlandırılmasınm eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı ileri sürülmüşse de etkin
pişmanlığın uygulama alanının farklı veya benzer suç tipleri bakımından
daraltılması ya da genişletilmesinin kanun koyucunun takdirinde olduğu açıktır.
Bu, suçun mahiyeti ve etkin pişmanlıktan beklenen hukuki yarar ile doğrudan
doğruya irtibatlı bir konudur. Dolayısıyla soruşturma ve kovuşturma
aşamalarındaki hukuki yararların farklılığı gözetildiğinde bunlara farklı
kurallar uygulanmasında eşitlik ilkesine aykırılık yoktur.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasanın 2. ve 10. maddelerine
aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın Anayasa'nın 5., 11. ve 12. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
VII- SONUÇ
21.3.2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 5. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına itirazın REDDİNE, 14.1.2015
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan |
Başkanvekili |
Başkanvekili |
||||
Haşim KILIÇ |
Serruh KALELİ |
Alparslan ALTAN |
||||
|
|
|
||||
Üye |
Üye |
Üye |
||||
Serdar ÖZGÜLDÜR |
Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
|
||||
|
|
|
||||
Üye |
Üye |
Üye |
||||
Burhan ÜSTÜN |
Engin YILDIRIM |
Nuri NECİPOĞLU |
||||
|
|
|
||||
Üye |
Üye |
Üye |
||||
Hicabi DURSUN |
Celal Mümtaz AKINCI |
Erdal TERCAN |
||||
|
|
|
||||
|
Üye |
|
Üye |
|
||
|
Muammer TOPAL |
|
Zühtü ARSLAN |
|
||
|
|
|
|
|
||
|
Üye |
|
Üye |
|
||
|
M. Emin KUZ |
|
Hasan Tahsin GÖKCAN |
|
||